Ergenler Neden Kendine Zarar Verir ve Aileler Nasıl Tepki Verir?
Makale İçeriği
Kendimize zarar vermenin, acıyı hafifletmeye yardımcı olduğu düşüncesi ilk bakışta garip gelebilir. Ancak Harvard Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı Matthew Nock, gençler arasında cilt kesme ve benzeri kendine zarar verme davranışlarına sebep olanın tam da bu olduğunu belirtiyor.
Aileler olarak, kesme ve kendine zarar verme konusunu duymuş veya belirli belirtilerden şüphe duyabiliriz. İşte bu konuda bilinmesi gerekenler ve endişeleriniz varsa nasıl tepki verebileceğinizle ilgili bilgiler.
Kendine Zarar Verme Nedir?
Kendine zarar verme, bir bireyin bilinçli olarak kendi bedenine zarar verme eylemidir. Bu, genellikle dışsal bir acı yaratmak ve bu sayede içsel duygusal acıyı hafifletmek veya kontrol altına almak için yapılır.
Kendine zarar verme davranışları genellikle, ancak sadece, gençler ve genç yetişkinler arasında yaygındır. Bu davranışlar birçok farklı şekil alabilir, en yaygın olanları şunlardır:
- Kesme: Birey, genellikle bıçak veya jilet gibi keskin bir nesne kullanarak derisini keser. Bu genellikle kollar, bilekler, bacaklar ve göğüste yapılır.
- Yanma: Birey, derisini yakmak için bir çakmak veya kibrit gibi bir şey kullanır.
- Çarpma veya vurma: Birey, başını duvara veya başka bir sert yüzeye çarpar veya yumruklarını veya başka bir şeyi kullanarak vücutlarını vururlar.
- Kendine çimdik atma, tırmalama, ısırma veya saç çekme: Bunlar daha az şiddetli olabilir, ancak hala kendine zarar verme biçimleridir.
Bu davranışlar genellikle acı çeken, stresli, depresif, öfkeli veya duygusal olarak karışık hisseden bireyler tarafından gerçekleştirilir. Kendine zarar verme genellikle bir bireyin duygusal acısını kontrol etme veya ifade etme yoludur, ancak aynı zamanda bir yardım çığlığı veya bir başkasını manipüle etme aracı olarak da kullanılabilir.
Kendine zarar verme davranışları genellikle bir akıl sağlığı profesyonelinin yardımıyla ele alınmalıdır. Bu davranışlar ciddi bir akıl sağlığı sorununun belirtisi olabilir ve genellikle bireyin yaşadığı duygusal stresi çözmek için etkili olmayan bir başa çıkma yöntemi olarak kullanılır. Kendine zarar verme davranışı olan bir kişiye yardımcı olmak için, bu kişiye psikolojik veya psikiyatrik yardım arama konusunda destek olmak önemlidir.
Ergenlerin Kendine Zarar Verme Oranı
Gençler arasında kendine zarar verme oranları ciddi bir endişe kaynağıdır. Amerikan Psikoloji Derneği’ne göre, gençlerin yaklaşık %17’si en az bir kez kendine zarar vermiştir. Bu oran, kendine zarar verme davranışının sadece bir avuç genç tarafından gerçekleştirilmediğini, aksine geniş bir yaş ve demografik aralığında gençlerin yaşadığı yaygın bir sorun olduğunu göstermektedir.
Kendine zarar verme genellikle ergenlik döneminde başlar, genellikle 12 ila 14 yaşları arasında. Bu dönemde gençler, hem akıl sağlığı sorunlarına hem de riskli davranışlara daha açık olabilir. Bu gençler, daha fazla duygusal stres ve zorlukla başa çıkmak için kendine zarar verme gibi sağlıksız başa çıkma stratejilerine yönelebilirler.
Kendine zarar verme, gençlerin tüm cinsiyetlerini etkiler, ancak bazı gençlerin kendilerine zarar verme olasılığını artıran belirli risk faktörleri vardır. Bu risk faktörleri arasında depresyon, anksiyete ve diğer akıl sağlığı sorunları, uyuşturucu veya alkol kullanımı ve yaşadıkları stresli yaşam olayları veya durumlar bulunabilir.
Özellikle gençler için, sosyal ve ailevi stresler, okulda yaşanan zorluklar ve arkadaşlık sorunları kendine zarar verme davranışlarını tetikleyebilir. Bu nedenle, gençlerin kendine zarar verme davranışlarına müdahale etmek ve bu davranışları önlemek için hem aile, hem okul, hem de geniş toplumun desteği ve müdahalesi gerekmektedir. Bu destek, gençlere sağlıklı başa çıkma stratejileri öğretmeye, duygusal stresle başa çıkmalarına yardımcı olmaya ve kendine zarar verme eğiliminde olan gençler için uygun zihinsel sağlık hizmetlerine erişim sağlamaya yönelik olmalıdır.
Kendine Zarar Verme Eğilimi Olan Ergenler
Kendine zarar verme eğilimi gençlerin tüm cinsiyetlerini eşit olarak etkilemektedir. Ancak depresyon, anksiyete ve diğer akıl sağlığı sorunları yaşayan veya uyuşturucu veya alkol kullanmaya yatkın olan gençlerde daha yaygın görülür. Ailevi sorunlar, okul veya işle ilgili stres ve arkadaşlık ilişkilerindeki zorluklar da bu eğilimi artırabilir.
Kendine Zarar Verme ve İntihar Arasındaki İlişki
Kendine zarar verme eğilimi olan gençler genellikle intihar düşüncesi olmadan bu eylemi gerçekleştirir. Ancak, kendine zarar verme eylemi, gençlerin gelecekte intihar etme riskini artırabilir. Çalışmalara göre, intihar sonucu ölen gençlerin yarısından fazlası daha önce kendine zarar vermiştir.
Ailelerin Tepkisi
Eğer bir aile, çocuğunun kendine zarar verdiğinden şüpheleniyorsa, sakin ve anlayışlı bir yaklaşımla destek olabilir. Öncelikle, çocuğun konuşması için güvenli ve yargısız bir alan sağlamak önemlidir.
Profesyonel yardım aramak da bu süreçte kritik bir adımdır. Çocuğunuzu bir birinci basamak doktoruna veya bir akıl sağlığı uzmanına götürmek, bu süreci yönetmeye yardımcı olabilir. Çocuğunuzun durumu ciddi ise veya intihar riski varsa, hemen bir hastanenin acil servisine başvurun.
Sonuç olarak, ebeveynlerin kendine zarar verme eğilimlerine dikkat etmesi, gençleri anlamaya ve onlara yardımcı olmaya yardımcı olabilir. Bu, hem gençlerin duygusal sağlığını korumak, hem de olası ciddi sonuçları önlemek için kritik öneme sahiptir.